Bitkiler, insan
hayatının vazgeçilmez bir parçası. Onlar sayesinde karnımızı doyuruyoruz ve onları
çevremizi güzelleştirmek için kullanıyoruz. Bitkiler olmadan yaşamak, bir tarım
toplumu olan insan medeniyeti için pek mümkün değil gibi görünüyor. Buna rağmen
çoğu zaman yanlarından geçerken varlıklarının farkında bile olmayız. Çünkü pek
hareket etmezler, etse bile yavaştırlar veya konuşamazlar. Canlı oldukları
halde onlara bir masadan farksızmış gibi davranırız. Hatta bilinci kapanan
insanlar için “bitkisel hayatta” tabirini kullanırız. Peki bitkilerin insanlar kadar
karmaşık olmaması onların bilinci olmadığı anlamına mı geliyor? Bu soruya Batı
Avustralya Üniversitesi’nden (University of Western Australia) bilim insanı
Monica Gagliano ve ekibinin bir cevabı var: Bitkilerde bilinç kavramını artık
tartışmaya başlamalıyız, çünkü beyinleri olmasa bile öğrenip hatırlayabiliyorlar.
Hem de insan gibi gelişmiş hayvanlarda olduğu gibi!
Bilim dünyasında
öğrenme ve hafıza genelde beyin gibi karmaşık sinirsel bir ağ içeren organlara
sahip canlılara atfedilse de, yakın zamanda yapılan araştırmalar
alıştırma ile öğrenmenin (learning by
habituation) omurgasızlar gibi daha basit canlılarda da var olduğunu
gösterdi. Gagliano ve ekibi, alıştırma
ile öğrenmenin bitkilerde var olduğunu,
(Gagliano M. R., 2014) makalesi ile gösterdi. Bu makalede ele alınan deneyde
küstüm otu (Mimosa pudica) bitkisini
kullandılar. Bu bitkinin özelliği, bir tehdit veya fiziksel rahatsızlık
durumunda yapraklarını hızlı bir şekilde kapatmasıdır. Şu linkteki video (
https://www.youtube.com/watch?v=BLTcVNyOhUc)
ile daha rahat anlaşılabilir. Bu deneyde
küstüm otu bitkisi, 15 cm yükseklikten kontrollü olarak geri tepmeyecek şekilde
5 veya 10 saniye aralıklarla 60 defa aşağıya düşürülüyor. Deneyin başında bitki
bütün yapraklarını kapatırken, kısa bir süre sonra düşmeler sonucunda
yapraklarını kapatmamaya başlıyor; yani bitki öğreniyor. Bu durum bitkinin
yorulmasından kaynaklanmıyor, çünkü deney ekibi alıştırma sürecinde belli aralıklarla
bitkiyi sallayarak test ediyor. Bu sallama sonucunda ise bitkinin neredeyse
bütün yapraklarını kapatarak tepki verdiği görülüyor. Bu da bitkinin yorulmadığını ve öğrendiğini
net bir şekilde gösteriyordu. Bu öğrenilmiş hareket, hiçbir şey yapılmadan
geçirilen yaklaşık bir ay sonucunda tekrar test ediliyor ve bitkinin öğrendiği
hareketi tekrarladığı görülüyor. Yani bitki bir ay önce öğrendiklerini hatırlayabiliyor!
Gagliano ve
ekibinin, Nature dergisinde yayınlanan (Gagliano M. V., 2016) diğer bir deneyinde
ise, bitkilerde çağrışımsal öğrenmenin
(associative learning) mümkün olduğunu gösteriliyor. Tıpkı Pavlov’un köpek
deneyinde olduğu gibi koşullu bir uyarıcı (hava akımı) ile bitki eğitiliyor ve
bitkiye ödül olarak ışık veriliyor. Aşağıdaki
şekilde görüldüğü gibi, Y şeklindeki basit bir labirent ile (Y şeklinde üç
ağızlı bir boru) gerçekleştirilen deneyde bitki, hava akımı ve ışığa aynı anda
aynı uçtan maruz bırakılarak eğitiliyor.
Küstüm otunun öğrenme sürecindeki ve öğrenme
aşamasından sonraki büyüme yönleri.
Öğrenme
sürecinde beklendiği şekilde bitki ışığın olduğu tarafa doğru büyüyor. Ancak öğrenme
süreci bittikten sonra bitki labirentin bir tarafından sadece hava akımına
maruz bırakılıyor ve ışık olmasa da hava akımı olan tarafa doğru yöneliyor.
Yani yemek verilmese bile zil çaldığında salyası akan Pavlov’un köpekleri gibi
bitki, ödül yani ışık olmasa bile koşullu uyarıcısının (hava akımı) olduğu
tarafa doğru yöneliyor. Böylelikle bitkilerin önceden kabul edildiği gibi
otomatik bir şekilde, hayatta kalmak amacıyla ışığa doğru yönelmediği,
öğrendiği şekilde davrandığı yani aslında seçim yaptığı gösterilmiş oluyor. Buradan
hareketle bitkilerin de artık bilişsel çalışmaların bir konusu olmaya başlayacağını
ve bilim insanlarının bitkilere ait öğrenme mekanizmalarını çözmeye
odaklanmasını bekleyebiliriz.
Bu çalışmaların sonuçları Münster/Almanya’da
bulunan Doğa Tarihi Müzesi’nde (LWL-Museum für Naturkunde mit Planetarium ) 27
Ekim 2019 tarihine kadar sergilenmeye değer bulunmuştur.
Bu bilgiler
ışığında, bitkiler alıştırma veya çağrışım ile öğrenebiliyor, hatırlayabiliyor
ve seçim yapabiliyorlarsa bitkilerde bilinç olduğu iddiasını tartışmak yerinde
olacaktır. Gagliano, (Gagliano M. , 2017) - (Gagliano M. A., 2018) makalelerinde yazdığı
üzere artık bitkiler için öğrenme ve hafıza gibi kavramlara alışmamız ve
bitkilerde bilinç kavramını hayatımızın her alanında ahlaki ve etik açıdan tartışmaya başlamamız gerektiğini belirtiyor.
Benim aklıma şöyle sorular geliyor: Örneğin veganlar bu bilgiler ışığında
bitkisel beslenmeden de vazgeçecek mi? Bir bitkiyi “öldürmek”, hukuki anlamda
bir ceza gerektirecek mi? Bu sorular uzatılabilir. En iyisi önce biz bitkilerin
de öğrenebilen ve hatırlayabilen
canlılar olduğunun farkına varalım ve bakış açımızı buna göre değiştirmeye
başlayalım.
Fatih
GÜLEÇ
Kaynakça
Gagliano, M. (2017). The mind of plants: Thinking
the unthinkable. Communicative & integrative biology(10(2)),
38427.
Gagliano, M. A. (2018).
Plants learn and remember: lets get used to it. Oecologia(186(1)),
29-31.
Gagliano, M. R. (2014).
Experience teaches plants to learn faster and forget slower in environments
where it matters. Oecologia(175.1), 63-72.
Gagliano, M. V. (2016).
Learning by association in plants. Nature Scientific Reports(6),
38427.