6 Mayıs 2014 Salı

Yeşermeyi Bekleyen Tohumlar

Arada bir kendimize ıssızlığı sağladığımız anlarda nefes alarak, az ışık gelen derin okyanus sularının derinlerinde yüzmek gibi geçiyor hayatımız. Ve bu hayatta, farkında olmadığımız koşuşturmanın içerisinde, bizi ensemizden tutup yüzeye çıkartan Mustafa Kemal ve Deniz Gezmiş gibi insanlar var. Kendimize gelip içimizi umutla doldurmamızı sağlayan insanlar.

Ömrümüzün, üzerinde yaşadığımız dünya ile  karşılaştırıldığında, sabun köpüğünün ömrü kadar olduğunu unutarak bitmek bilmeyen bir koşuşturma ve yarış içerisindeyiz. Öyle bir yarış ki düzenin dayattıklarını yapmaya çalışırken yaşamımızı tüketebiliyoruz. İşte hayatın daha hızlı akmaya başladığı, teknoloji ve sanayinin geliştiği ve daha da kalabalıklaştığımız bir yüzyılda 68 kuşağı çıktı ortaya. Amaçları daha yaşanabilir bir dünya yaratmaktı ve bunun için en uygun düzenin sosyalizm olduğunu düşünüyorlardı. O kadar masum ve haklıydı ki hareketleri, halkların ölü toprağını kaldırmalarından korktu iktidarlar. Aynı zamanda örgütlüydüler çünkü heyecanlıydılar. Dünyayı değiştirebileceklerine, herkesin eşit şartlarda yaşayabileceği bir düzenin kurulabileceğine inanıyorlardı. Doğudan batıya olan göçün simgesi olan İstanbul'a boğaz köprüsü yapılmasını reddedip Zap Suyu'na köprü yaptılar. Zaten bu olay da 68 kuşağı hareketinin en büyük anıtıdır. 

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan... Bazılarımızın bildiği, bazılarımızın hiç duymadığı gençken asılan üç fidan...Yola çıkarken ölebileceklerini biliyorlardı. Ancak amaçları devrim ateşinin gelecek nesillerde sönmemesini sağlamak,onlara örnek olmak ve istendiğinde değişimin olabileceğini göstermekti. Bu davada beklendiği gibi iktidar bir şekilde canlarını aldı fakat bu ateşin tohumları tüm vatan toprağına serpildi. Cahillikten beslenen iktidarlara karşı eğitimli ve bilinçli bir toplum ile adil bir düzenin sağlanabileceğinin kanıtı olarak içimizdeler. Bu tohumları yeşertmek ise bizim elimizde!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder