17 Haziran 2014 Salı

DÜŞÜN-ME!

İçinde bulunduğum süreç bana o kadar çok şey öğretti ki..Ve hala öğretmeye devam ediyor. Tabi benim şansım biraz günlük koşuşturmanın uzağında kendimle baş başa kalabilmek ve biraz da kafam dingin bir şekilde okumak.

Kitaplardan öğrenilen bilgiler faydalı ve güzel ancak tecrübe edilerek öğrenilenler çok daha farklı ve kalıcı. Kendimi dinlediğimde keşfettiğim en büyük şey ise TEFEKKÜR oldu. Özellikle bir sorunu çözme veya hayat hakkında düşünürken sessiz sedasız düşüncelere dalmak beynimde yeni ufukların açılmasını sağladı. Tabi bu yöntemi uyguladığım halde fark etmemi sağlayan ise bir kitap oldu.

prozaci-birak-platona-bak-lou-marinoff

Bu kitabı, tam da ben hayatımla ilgili önemli bir karar verme aşamasındayken sevdiğim bir abim tavsiye etmişti. Gönlümden geçen kararı almamı engeller veya öteler diye özellikle almadım bu kitabı bir süre. Zaten felsefeye de oldum olası ilgi duymamışımdır. Kararımı verip uygulamaya geçtikten sonra alıp okumaya karar verdim. Okudukça düşündüm. Hap gibi yutulacak bilgece tavsiyeler bekliyordum oysa. Düşündükçe insanoğlunu diğer varlıklardan çok daha üstün kılan düşünme eyleminin kıymetini anladım. Bir şeylerin üzerinde kafa yordukça beklediğim aydınlanmayı sağladığımı gördüm. Düşünmemizi engelleyen şeyleri de düşündüm: Televizyon, bilgisayar, video oyunları gibi. Bizi tembelliğe sürükleyip düşünmemizi istemeyen düzene lanet okudum. En büyük cevherin insanın kendi içinde olduğunu bize unutturan düzenin parçalarıyız hepimiz. Halbuki birazcık düşünsek..Ama neyse izlediğimiz dizinin son bölümünü kaçırmamak daha cazip çünkü çok kolay ve tembelce. O halde hep birlikte okumayalım, düşünmeyelim ve sorunlarımızdan kurtulmak için ilaç içelim!